'Atom Alimi' Fotoğraf duayeni Yılmaz (Yani) Kaini



İstanbul ve fotoğraf deyince herkesin aklına Ara Güler gelir. Fakat siyah beyaz İstanbul fotoğrafının bir de akademisyen duayeni vardır. Onu sadece fotoğraf işinin ustaları bu konuda emek verenler, öğrencileri, bir de Büyükadalılar bilir. Ben o şanslı Adalılardandım.

Yılmaz Hoca Büyükada Çınar Meydanı’nda evimin çok yakınında otururdu. Çok sık kendi evinin önündeki caddeyi, faytoncuları, bisiklete binenleri ve evlerin fotoğrafını çekerdi. Kompozisyon sanatını siyah beyaz fotoğraflara yansıtan önemli bir akademisyen ve sanatçıydı.Birçok sevdiğimiz ve paylaştığımız fotoğraf Yılmaz Kaini’nin eseridir. Fakat onun çektiğini çoğumuz bilmeyiz. 
Yılmaz (Yani ) Kaini
Yollarımız,Yılmaz Hoca ile 1980 ve 1990’lı yıllarda Büyükada’da kesişti. Boynunda fotoğraf makinesi ile ada sokaklarında dolaşırdı.

Parkinson hastası olan Yılmaz Kaini’nin fotoğraflarını nasıl çektiğini hep merak etmişimdir. Fotoğraf makinesinin arkasında ayakta sabit durması, bir enstantaneye odaklanması nasıl oluyordu. Düşünün ki, hareketsiz kalıp deklanşöre basmak bile bir mesele. Kaini Hoca bunu başarıyordu.Hem de en iyi şekilde.



Yılmaz (Yani) Kaini

Biz ona Hoca derdik. Mimar Sinan Üniversitesi Fotoğraf Ana Sanat Dalı’na öğretim görevlisiydi. Hem de öğrencileri tarafından çok sevilen, o haliyle bile yüzünde gülümsemeyi eksik etmeyen, öğrencilerine ders vermeyi tutkusu haline getiren,siyah beyaz fotoğraf tekniklerini, banyosunun nasıl yapılması gerektiğini hiç bıkmadan anlatan, işinin ehli bir hoca.

Atom Alimi

Ara Güler ona 'Atom Alimi' derdi. Çünkü aynı zamanda İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümü’nü bitirmişti. 1953’te başlayan bu ilgi üniversitede fizik-matematik eğitimi görürken de sürdü. Fen Fakültesi'nde araştırmacı olarak çalıştı. İstanbul Üniversitesi'nde Atom ve Çekirdek Fiziği, daha sonra Jeofizik kürsülerinde bir yandan pozitif bilimler alanında uzmanlaşırken, bir yandan da görüntü sanatını, fotoğrafçılığını geliştirmişti. Aynı zamanda Fen Fakültesi'nde radyo program şefliği ve istasyon menajerliği yapmıştı.Ara Güler ve Yılmaz Kaini İstanbul’un o dönem en güzel fotoğraflarını çeken iki ustaydı.

Öğrencilerine verdiği sıradışı bir ödev

Yılmaz Kaini, Mimar Sinan Üniversitesi Fotoğrafçılık Bölümü’nde bir gün öğrencilerine bir fotoğraf ödevi verir. İki üç gün içinde kendisine teslim edilmesini ister. 1980 öncesi sağ ve sol çatışmalarının yoğun olduğu bir dönemdir. Fakültenin kapısında polis bekler. Polislerin amirinden rica eder, sabah gelecek öğrencilerin üstünün aranmasını, makinelerinde ve üstlerinde ne kadar film varsa toplanıp bir torbaya konulmasını ister.


Ertesi gün polis memurları hocanın dediğini yapar. Hoca derste, ödev verdiği filmlerinin banyo yapılmasını ister. Öğrenciler heyecanla durumu anlatır. Hocaya sadece bir öğrenci filmi teslim eder. O öğrenci tam not alır. O günkü ders, filme sahip çıkma dersidir. Bu hikayeyi bize gülerek, keyifle anlatmıştı.
Ayvansaray
Elleri titreyen biri olarak çok güzel fotoğrafları vardı. Büyükada’da o zamanlar Hamdi Baba'nın Bahar Gazinosu'na gider, oranın müdavimlerinin çok farklı porte fotoğraflarını çekerdi.

Ligor Façyo



Adanın Ortodoks Kilise Papazları Konstantin ve Vasil, gazinonun işletmecisi Hamdi Özemre, gazete bayi Şükrü Gümüşkaynak, Madam Anastias, Ligor Façyo, leblebici Habip Tercan onun çektiği fotoğraflar sayesinde günümüze taşındı.





 Konstantin ve Vasil

Leblebeci Habip Tercan 
















Benim fotoğrafa sevdam onun sayesinde başladı.

Atilla Güner, Veysel Bingöl, Semih Görgün ve birkaç Adalı arkadaştık ve doğru fotoğraf çekmeye onun yönlendirmesi ile başladık. Ondan çok şey öğrendik, onun sayesinde fotoğrafı sevdik. Onun teşvikiyle ilk fotoğraf makinesini aldık. Büyükada’da ilk fotoğraflarımızı çektik, sonra da gazeteciliğe adım attık. 'Adalar Kültür Derneği'nin, Yılmaz Kâini’nin 1970-1987 yılları arasında çektiği Büyükada fotoğraflarını içeren bir kitap yayınlaması, onu anmamıza bir kez daha vesile oldu. 
 Sahil yapılırken

Yılmaz (Yani) Kaini 1932 yılında İstanbul'da doğdu. İlk ve orta öğrenimini İstanbul'da tamamladı. Fotoğrafa olan ilgisi Özel Zoğrafyon Rum Lisesi'nde okurken başladı. İlk ödülünü de yine bu lisede öğrenciyken 1952 yılında kazandı.

Divan Gazinosu Büyükada
'Büyükada Yılmaz Kaini' adıyla yayınlanan kitapta hocanın hayatı, Büyükada’da artık tarihe karışmış binaları ve o dönemin çok önemli adalı sakinleri yer alıyor.

Umarım günümüzün adalıları, yerel yöneticileri, bu güzel insanları unutmazlar. O dönemin kültürünün tekrar solunduğu bir mekana dönüştürürler güzel adaları...


"Büyükada Yılmaz Kâini" kitabını yayına hazırlayan Özer Kangür, Rıza Aydın Tursak, Ozan Bilgi Seren’e,diğer emek verenlere ve Adalar Kültür Derneği'ne teşekkürler.

 Huzur içinde uyu fotoğrafın duayeni, iyi insan Yılmaz Kaini!




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Uzo’nun anavatanından geliyorum!

Heybeliada Ruhban Okulu'nun bilinmeyenleri

Neden çocuklara Lefter ismi konmaz?